Bak deniz, akdeniz
Ensemde bir dolunay parıltısı var
ve yalnız köpek ulumalarına eşlik ediyor akşamlar
ileriden bir yerden zamansız bir tezek kokusu
ve daha ötesinde akdeniz tütüyor
özleminle burnuma doğru
en güvenli limanları
kartaca, temmuz ve haziran olmalı
ve uzakta bir yerde,
bir de sen.
kendimde yenilen
bazen sessiz bir gözyaşında
ya da bir katamaranın ellerimi yaralayan
urganında bakıyorum ya sana
kapıları kapatıp filikaları yakmanın tam zamanı
her liman kendinde bir yara olmalı
incitiyor zamansız hedef,
tahtasındakileri
ve orda
uzakta
tekbaşına
ya da çoktan kalabalığa kavuşmuşçasına
sonbahar hep pusuda
Ensem ay yanığı
omzumda tuzlu suya atılan kulaçların yarası
bir avcı güveci pişiyor taş fırında
av ile avcı izini kaybetti zamanda
yelkenlerimi açıp
rüylarına sığınıyorum
uykumda kaçarken,
ezanlarda senle uyanıyorum
bir akdeniz zamanı ki bu,
zeytin buğday ve üzümde gizli
uzak yerlere gidip,
bilmem ki kendimin izini nasıl kaybetmeli
başka çaresi yok bu halimle bile
tek ayak üstünde
bir sınıfın önünde hizaya düşmeye.
ay yanığı var kalbimde
güneş ısırığı var tenimde
ve tatlı bir meltem esiyor uzaklardan
denizler çok beyaz
kuzu kuzu kuzu...
bu yüzden kuzum diyorum ya
...kuzum
Cuneyt Ozdemir